Tiroid Hastalığı
Tiroid, genellikle bir hastalık adı olarak biliniyor olsa da, boğazda adem elması olarak adlandırılan bölgenin altında bulunan ve soluk borusunun önünde yer alan organın adıdır.
Vücuttaki aktivitelerin birçoğu üzerinde etkisi bulunan hormonların salınımını kontrol eden tiroid bezi, vücutta yer alan endokrin bezlerinden biridir. Bu endokrin bezinin çalışmasında meydana gelen bozukluklar, genel olarak tiroid hastalığı olarak bilinmektedir.
Tiroid hastalığının türleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?
Tiroid hastalıkları, iyi ve kötü huylu olarak iki ayrı grupta incelenmektedir. Kötü huylu tiroid hastalıkları, tiroid bezindeki bazı hücrelerin kanserleşmesi ile oluşan tiroid kanseri türlerinden oluşmaktadır.
İyi huylu tiroid hastalıkları ise tiroid bezinin az ya da çok çalışmasına ya da tiroid bezinde meydana gelen şekil değişikliklerine bağlı olarak görülmektedir.
Çoğunlukla görülen iyi huylu tiroid hastalıkları şu şekilde sıralanmaktadır:
Guatr
Tiroid bezinin büyümesi olarak tanımlanmakta olan guatr; nodüler ve nodülsüz olarak iki farklı grupta incelenmektedir. Nodülsüz guatr hastalığında tiroid bezi, simetrik olarak büyümektedir. Ve büyüyen tiroid bezinin yüzeyi düz ve yumuşak olmaktadır. Nodüler guatrda da tiroid bezi büyümüştür, ancak tümsekli bir yapıya sahip hale gelmiştir.
Tiroid bezinde bir ya da daha fazla sayıda nodül bulunmaktadır. Tiroid nodülü, çokça rastlanmakta olan bir durum olmakla beraber, tek bir nodülü olan hastaların yaklaşık olarak %4 ila %20'sinde tiroid kanseri gelişme riski bulunmaktadır. Çoklu nodül bulunan vakalarda ise kanser hastalığı çok daha nadir görülmektedir.
Guatr bazı vakalarda hiçbir belirtiye sebep olmazken, bazen öksürük, ağrı ve nefes darlığı gibi semptomlara sebep olmaktadır. Guatr; ilaç tedavisi, cerrahi müdahale ya da radyoaktif iyot tedavisi yöntemlerinden biri veya birkaçı ile tedavi edilebilmektedir.
Hipotiroidi
Tiroid bezinin ürettiği T3 ve T4 hormonları başta olmak üzere hormonların, yeterli olarak üretilememesine bağlı olarak gelişen bir hastalıktır. Hipotiroidi, halsizlik, kabızlık, ses kısılması, ciltte kuruluk, menstrüasyon döngüsünde bozulmalar, kiloda artışı, soğuğa karşı hassasiyet, anemi (kansızlık), terleme, uykusuzluk gibi semptomlara yol açmaktadır.
Tiroid bezinin normalden az hormon salgılamasına bağlı olarak, hipofiz bezinden salgılanan TSH hormon düzeyinde artış gözlemlenmektedir. Hipotiroidiye neden olan etkenlere göre farklı ilaç tedavileri bulunmaktadır.
Hipertiroidi
Tiroid bezinin, vücudun ihtiyaç duyduğundan daha fazla tiroid hormonu üretmesi ile ortaya çıkan hipertiroidi, organlardaki faaliyetlerin hızlanmasına yol açmaktadır. Hipertiroidi hastalığının belirtileri; çarpıntı, ellerde titreme, kilo verme, sinirlilik hali, heyecanlı olma, duygusallaşma, yoğun derecede terleme, sıcağa karşı hassasiyet, ishal, saç dökülmesi, halsizlik, yorgunluk, gözlerin öne doğru çıkması ve menstrüasyon döngüsünde bozulmalar olarak sayılabilmektedir.
Hipertiroidi hastalığını tedavisi, tiroid ilacı kullanılarak hormon üretiminin yavaşlatılması yolu ile yapılmaktadır. Hormon üretiminin düzenlenmesinin ardından radyoaktif iyot tedavisi ile kesin olarak tedavi sağlanmaktadır.
Tiroid hastalığı nasıl teşhis edilir?
Tiroid hastalıklarının varlığından şüphe edilen durumlarda, ilk olarak uzman bir doktor tarafından boyun bölgesine el ile fiziki bir muayene yapılmaktadır. Daha sonrasında hastadan kan tahlili istenmekte ve vücuttaki TSH, T3, T4 ve gerekirse tiroid otoantikorlarına bakılmaktadır.
Tiroid bezinin yapısını incelemek ve nodül varlığını saptamak adına tiroid ultrasonografisi ve sintigrafisi çekilmektedir. Nodüllerle ilgili daha detaylı bir inceleme yapılması için iğne biyopsisi de uygulanabilmektedir.
Tiroid hastalığı en çok kimlerde görülür?
Ailesinde tiroid hastalığı öyküsü bulunmakta olan bireyler, tiroid bezinin normal dışı çalışması ile ortaya çıkan tiroid hastalıklarına yakalanmaya daha yatkındır. İyot bakımından yetersiz topraklarda yaşayan bireyler de tiroid hastalıklarına yakalanma açısından risk grubu içerisinde bulunmaktadır.
İyotsuz tuz tüketimi, özellikle genetik olarak tiroid hastalıklarına yakalanmaya yatkın olan kişilerde, tiroid hastalıklarının oluşumunu kolaylaştırabilmektedir. Farklı sebeplerle radyasyona maruz kalan kişilerin ve lityum, interferon ya da amiodaron gibi ilaç içeriklerini tüketenlerin de tiroid hastalıklarına yakalanmaya yatkın olduğu bilinmektedir.
Tiroid hastalıklarından korunmak için neler yapılmalıdır?
Tiroid bezinin fonksiyonlarını düzgün bir şekilde yerine getirebilmesi için düzenli ve dengeli beslenme önerilmektedir.
Tiroit bezlerinin fonksiyonunu yerine getirebilmesi, T3 ve T4 tiroid hormonlarının üretilmesinde kullanılan iyota bağlıdır. Bu yüzden vücuttaki iyot dengesi, tiroidlerin düzgün çalışması adına önem taşımaktadır. İyot miktarı az ya da çok olduğunda tiroid bezleri işlev kaybına uğrayabilmektedir.
Vücudun iyot ihtiyacını karşılayabilmesinin en etkili yolu; kaliteli deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, maydonoz, ıspanak, roka gibi yeşil sebzeler ve kaya tuzu tüketmektir. Ancak bu konuda aşırıya kaçmamak gerekmektedir çünkü iyot eksikliği gibi iyot fazlalığı da aynı şekilde vücut için zararlıdır.
Tiroid hormonlarının aktif olması ve TSH hormon salınımının düzenli bir şekilde gerçekleşmesi için çinko da, önemli bir elementtir. Birçok besin maddesi içinde yer alan ve özellikle hipotiroidi hastaları için faydalı bulunan bir element olan çinko daha çok kabuklu deniz ürünleri, kırmızı et ve tavuk etinde bulunmaktadır.
Tiroid hormonlarının salgılanmasında görev alan selenyum aynı zamanda hormonların aktif olmasını da sağlayan bir elementtir. Antioksidan özelliğe de sahip olan selenyum elementi özellikle tiroid hastalığı hastalarının beslenme düzenlerinden eksik etmemesi gereken bir besin maddesi olarak görülmektedir. Selenyum, kuru baklagiller başta olmak üzere yumurta, sardalya, ton balığı, fındık gibi besinlerde bulunmaktadır. Bazı durumlarda besin takviyesi olarak da alınabilmektedir ancak bu takviyeler mutlaka bir doktor kontrolünde alınmalıdır.
Tiroid bezinin sağlıklı çalışmasının desteklenmesinde A, E, D ve K2 vitaminleri önemli role sahiptir. T4’ü T3’e dönüştüren A vitamini en çok havuç, tatlı patates ve kış kabağında bulunmaktadır. Kemik yoğunluğu kaybını önlemede de önemli role sahip olan D vitamini; somon, sardalya, yumurta sarısında yer almaktadır.
Oksidan faydalar sağlayan E vitamini; lahana ve ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzelerde ve çiğ badem gibi kuruyemişlerde bulunmaktadır. Tiroid sağlığı üzerinde etki gösteren K2 vitamini ise fermente edilmiş süt ve süt ürünleri, kefir, turşu gibi besinlerde yer almaktadır.