Şeker Hastalığı
Güncel hasta oranlarında büyük bir paya sahip olan şeker hastalığı, insanlar için büyük bir risk oluşturuyor. Hem fiziksel hem de psikolojik etkileri olan şeker hastalığının yıkıcı etkilerinden korunmak için erken tanı konulmalı ve insülin tedavisine başlanmalıdır.
Şeker Hastalığı Nedir?
Şeker hastalığı, kan şekeri seviyesinin yükselmesi ile seyreden ve vücudun insülin hormonunu doğru bir şekilde kullanamaması ile ortaya çıkan bir metabolizma hastalığıdır. Yanlış beslenme ve hareketsiz bir yaşamla ortaya çıkabildiği gibi genetik yatkınlık nedeniyle de meydana gelebilen şeker hastalığı, çağımızın en yaygın ve en yıkıcı sağlık sorunlarından biridir.
İnsülin hormonu, pankreasın beta hücreleri tarafından üretilen ve kandaki glikozun hücre içerisine alınmasını sağlayan bir hormondur. Şeker hastalığının gelişmesinde rol alan insülin, yeterli miktarda salgılanamadığında ya da işlevini tam olarak yerine getiremediğinde kandaki glikoz miktarı artar ve şeker hastalığı meydana gelir.
İnsan fizyolojisi nedeniyle vücut hücrelerinin ve dokuların enerjisinin sağlanması için glikoz büyük bir öneme sahiptir. Vücuda alınan besinlerden elde edilen glikoz (şeker) sindirim kanalında emilime uğradıktan sonra kana geçer. Kanda normal miktarlarda seyreden glikoz gerekli dokular ve hücreler tarafından (örneğin beyin tarafından) emilerek enerji için kullanılır.
Bu işleyiş tamamen insülin hormonu tarafından gerçekleşir. Eğer kandaki insülin hormonu yeterli seviyedeyse ve görevini iyi bir şekilde yerine getiriyorsa bu düzen aynı şekilde ilerler.
Ancak şeker hastalığında ya bilinen diğer adıyla diyabette, insülin kullanımı ve üretimi ile ilgili bir sorun vardır. Bu hastalarda insülin hormonu kan içerisindeki glikozu hücrelere alamadığı için kandaki glikoz seviyesi artış gösterir. Bu da zaman içerisinde bir dizi sağlık sorunun meydana gelmesine neden olur.
Şeker Hastalığı Kimlerde Görülür?
Yaşayan her insan şeker hastalığı açısından risk altındadır. Çünkü şeker hastalığını ortaya çıkaran birçok etken vardır. Yeni doğan ve görünüşte sağlıklı olan bir bebekte görülebileceği gibi 90 yaşındaki ileri yaşlarda bir bireyde de görülebilir.
Günümüzde şeker hastalığı tanısı konulan kişilerin yarısından fazlasının şehir hayatı sürdüğü ve tanı konulan bu kişilerin hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olduğu görülüyor. Öyle ki beraberinde beslenme düzeni yanlış olan ve obezite ile karşı karşıya kalan kişilerin şeker hastalığına sahip oldukları da bir gerçek.
Söz konusu kan şekeri yüksekliği beslenme, metabolizma ve hormon işleyişi ile ilgili olduğu için beslenme düzeni yanlış olan kişilerde bu hastalık daha sık görülür. Aynı zamanda ailesinde şeker hastalığı olan kişilerin bu sağlık sorunu ile karşılaşma olasılıkları genetik yatkınlığı olmayan kişilere oranla daha yüksektir.
Şeker Hastalığı Tipleri
Şeker hastalığının tipleri vardır. Bu şeker hastalığı türleri farklı şekilde seyreder ve ortaya çıkan belirtilerde birtakım farklılıklar vardır.
Ancak sonuç olarak hepsinde şekerin hücre içine alınması ve insülin kullanımı ile ilgili bir sorun olduğu için diyabet altında toplanmıştır. Bunlar kısaca şu şekildedir;
- Tip 1 diyabet
- Tip 2 diyabet
- Gebelik diyabeti
Tip 1 Diyabet
Tip 1 diyabet, insülin hormonunun mutlak yokluğu neticesinde ortaya çıkar. İmmün sistem sorunları, enfeksiyon, aşı, stres vb. nedenlerden dolayı pankreas beta hücreleri hasar görür ve insülin üretimi durur. Genellikle %75 ila %100 aralığında pankreas beta hücresi hasarı geliştiğinde tip 1 diyabet ortaya çıkar.
Tip 1 diyabet geri döndürülemez olduğu için mutlaka ömür boyu insülin tedavisi alınması gerekir. Bu hastaların yakından takibi ve kan şekeri ölçümünün yapılması hayati öneme sahiptir.
Tip 2 Diyabet
Tip 2 diyabet, yeterince insülin üretimi vardır ancak insülin işlevinde bir bozukluk vardır. Bu diyabet türünde pankreasın beta hücrelerinde herhangi bir sorun ortaya çıkmaz. Ancak vücut insülini yeterince kullanamadığı için kandaki glikoz hücre içerisine alınmaz ve tip 2 diyabet gelişir.
Tip 2 diyabet genellikle sessiz seyreder. Hastaların birçoğunda uzun yıllar boyunca herhangi bir semptom ortaya çıkmaz.
Gebelik Diyabeti (Gestasyonel Diyabet)
Gebelik diyabeti, hamilelik sürecinde ortaya çıkan ve genellikle doğumla birlikte ortadan kalkan bir diyabet türüdür. Bu hastalarda tip 1 ve tip 2 diyabette olduğu gibi yıkıcı etkilerle karşılaşılmaz.
Gebelik diyabeti doğumla birlikte sona erse de yaşamın ilerleyen safhalarında tekrar ortaya çıkabilir. Aynı özelliklere sahip olan ancak birine gebelik diyabeti tanısı konurken diğerine konmayan iki kadından, gebelik diyabeti tanısı konulanın şeker hastalığına yakalanma riski çok daha fazladır.
Çocuklarda Şeker Hastalığı
Günümüz yaşam koşullarının değişmesiyle birlikte çocuklarda da şeker hastalığı ortaya çıkmaya başlamıştır. Sayı olarak her ne kadar yetişkinlerden uzak olsalar da azımsanmayacak sayıda çocuk, şeker hastalığı ile karşı karşıyadır.
Çocuklarda şeker hastalığına neden olan iki önemli faktör vardır. Bunlar genetik yatkınlık ve obezite sorunudur. Bu iki grupta yer alan çocuklar özellikle okul dönemindeyken diyabet açısından risk altındadır.
Diyabet riski bulunan çocukların düzenli olarak doktor kontrolüne gitmesi ve şeker takibinin yapılması önemlidir. Erken tanı ve erken tedavi sağlandığında ilerleyen yıllarda şeker hastalığının yıkıcı etkileri ile karşılaşmamak daha olasıdır.
Şeker Hastalığı Belirtileri
Şeker hastalığı bazı belirtilere neden olur. Bu belirtiler spesifik belirtiler (kan şekerinde yükselme, yaraların geç iyileşmesi vs.) olabileceği gibi başka sistem hastalıkları belirtilerine de benzeyebilir. Önemli olan hastaların bu belirtileri fark edebilmeleri ve iyi yorumlayabilmeleridir.
Şeker hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanabilir;
- Kan glikoz seviyesinde yükselme
- Yaraların geç iyileşmesi
- İdrarda şeker görünmesi
- Mide bulantısı ve kusma
- Sık enfeksiyon geçirme
- Vücutta genel bir uyuşukluk
- Fazla su içme isteği
- Sık sık idrara çıkma
- Ağızda aseton kokusuna benzer bir koku
- Göz problemleri
- Fazla yemeye rağmen kilo kaybetme
Şeker Hastalığı Nasıl Anlaşılır?
Şeker hastalığını anlamanın en kolay yolu vücutta ortaya çıkan belirtileri takip etmektir. Ancak bu belirtilerin çoğu başka sağlık sorunlarında da (örneğin beyin tümörü olan bir kişide görme kaybı gelişebilir) olduğu için hastalarda daha iyi bir inceleme gerekir.
Bu noktada şeker hastalığının olup olmadığını anlamak için kan şeker seviyesinin düzenli olarak ölçülmesi gerekir. Bunun için de uzman doktor aracılığı ile tanılama çalışmalarının yapılması gerekir.
Şeker Hastalığı Tanısı
Şeker hastalığı tanısı dahiliye uzmanları tarafından konulmalıdır. Bunun için doktor istemiyle kan verilmeli ve kandaki glikoz yoğunluğuna bakılmalıdır.
Şeker ölçümü yapılırken 8 saatlik açlık sonrasında ölçülen açlık kan şekeri seviyesine ve yemek yedikten sonraki 2. saat ölçülen tokluk kan şekeri ile ölçüm yapılır. Aynı zamanda günün diğer saatlerinde de şeker seviyesine bakılmalıdır. Uzmanlar bu aşamada şeker yüklemesi de isteyebilir.
Bazı hastalarda tanı koymayı kolaylaştırmak için kandaki HbA1c seviyesine de bakılabilir. Bu test 3 aylık kan glikozu verisini gösterdiği için tanıda kolaylık sağlar.
Açlık ve Tokluk Kan Şekeri Değeri Kaç Olmalı?
Vücuda besin aldıktan sonraki kan şekeri seviyesi ile vücudun glikozu kullandığı zamanki kan şekeri seviyesi aynı değildir. Bu nedenle açlık kan şekeri ve tokluk kan şekeri şeklinde kavramlar ortaya çıkmıştır.
Açlık kan şekerinin seviyesi 125 mg/dL’den fazla olursa ve tokluk kan şekeri de 200 mg/dL’den fazla olursa şeker tanısı konulabilir. HbA1C sonucu ise %6,5 ve üstündeyse kişi anında bir uzman doktora görünmelidir.
Şeker Hastalığı Nedenleri
Şeker hastalığına neden olan bazı faktörler vardır. Bunları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz;
- İlerleyen yaş
- Obezite
- Sağlıksız beslenme
- Sedanter yaşam tarzı
- Stres
- Gebelik
Şeker Hastalığı Risk Faktörleri
Şeker hastalığına neden olan faktörler olduğu gibi bazı faktörler şeker hastalığı gelişme riskini arttırmaktadır. Şeker hastalığı açısından risk altında olan kişiler şu şekilde sıralanabilir;
- Birinci ve ikinci dereceden akrabalarında şeker hastalığı olan kişiler
- Obez sınıfında olan kişiler
- Vücudu çok yağlı olan kişiler
- Fazla miktarda şekerli ve yağlı besin tüketen kişiler
- Hamileliğinde gestasyonel diyabet tanısı konulan kişiler
Bu grupta olan kişilerin özellikle ilerleyen yaşlarda çok dikkatli olması ve sık sık doktor kontrolüne gitmesi gerekir.
Genetik yatkınlığı olan kişilerin şeker hastalığına yakalanma olasılığı diğer insanlardan çok daha fazladır. Bu kişiler 30 yaşından itibaren yılda iki kere HbA1C kontrolü ve düzenli aralıklarla kan şekeri ölçümü yaptırması gerekir. Kan şekeri ölçümü yaptırmak isteyen kişiler kendilerini temin edebilecekleri şeker ölçüm cihazları ile kendi ölçümlerini yapabilirler.
Obezler, aşırı yağlı vücuda sahip olanlar ve fazla şekerli besinler tüketen kişiler sağlıklı bireylere oranla 2 ila 4 kat daha fazla risk altındadır. Bu hastalarda yaşamın bir noktasında insülin kullanımı ile ilgili bir sorunun meydana gelme olasılığı çok yüksektir. Bu hastaların beslenmelerini düzenlemesi ve şeker hastalığı diyeti uygulaması gerekir.
Hamilelik döneminde şeker hastalığı ile karşılaşan hastalar her ne kadar birkaç ay içerisinde eski sağlıklarına dönseler de bundan sonraki süreçte büyük risk altındadırlar. Bu hastaların doğumdan sonra düzenli olarak açlık ve tokluk kan şekerlerini ölçtürmesi gerekir.
Şeker Hastalığı Tedavisi
Şeker hastalığının tedavisi için insülin kullanımının normal seviyede olması gerekir. Bu durum Tip 1 diyabette pek mümkün olmadığı için ilaçlı tedavi Tip 2 diyabette düşünülür. Ancak ilaç tedavisi yalnızca erken dönemde yeterli olur.
İlerleyen vakalarda hastaların insülin kullanması gerekebilir. Dışarıdan verilen insülinler doğal insülini taklit ederek şekerin hücre içerisine girmesini sağlar. Bu da zaman içerisinde kan şekeri seviyesinin kontrol altına alınmasını sağlar.
Şeker Hastalığı ve İnsülin Kullanımı
Şeker hastalığında insülin kullanırken bazı hususlara dikkat edilmesi gerekir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir;
- Doğru dozda insülin
- Doğru yere uygulama
- Doğu zamanda uygulama
- Doğru insülini kullanma
- Doğru teknikle uygulama
İnsülin tanısı konulan kişilere hastanede diyabet hemşireleri ve doktorlar tarafından eğitimler verilir. Bu eğitimlerde yukarıdaki kurallar öğretilir. Ancak hastaların insülin kullanımı öncesinde eczacılardan tekrardan destek alması gerekir.
İnsülin eksik uygulandığında ya da fazla alındığında vücutta bazı tepkiler ortaya çıkar. Bunun için doğru kullanıma özen gösterilmeli olası bir yanlış kullanımda da gerekli önlemler alınmalıdır.
Yüksek Şekeri En Çabuk Ne Düşürür?
Yükselen şeker ancak insülin kullanımı ile düşer. Hastalar insülin saati gelmediği halde yüksek şeker ile karşı karşıya gelirlerse kendi başlarına insülin kullanmak yerine yakın bir sağlık kuruluşuna gitmelidirler.
Şeker Düştüğünde Ne Yapılabilir?
Şeker aniden düştüğünde hastalar bazı önlemler alabilir. Bunun için uzmanlar kana hemen karışabilen küp şeker almayı önerir. Ağızda emilen küp şekerler sayesinde kan şekeri miktarı yükseltilebilir. Ancak fazla kullanımdan kaçınılmalıdır.
Şeker hastalığı olan ve insülin kullanmakta olan kişilerin yanlarında her zaman şeker taşıması önerilir. Olası bir kan şekeri düşüklüğünde bu şekerler hayat kurtarıcı olabilir.
Şeker Hastalığı Ameliyatı
Sağlık sistemlerinin gelişmesiyle birlikte şeker hastaları için ameliyat tedavisi de tercih edilmeye başlanmıştır. Bu ameliyatta organların yapıları değiştirilerek insülin hormonunun salgılanması uyarılır.
Şeker hastalığı ameliyatında mide dokusunun yarısı alınır. Aynı zamanda ince bağırsağın da konumu değiştirilir. Bu sayede pankreas beta hücreleri uyarılır ve insülin üretimi artar.
Şeker Hastalığı Diyeti
Şeker hastalığı ile mücadelede insülin kadar önemli olan bir faktör vardır. O da beslenme düzeninde yapılacak değişikliklerdir.
Beslenme düzeninden çıkarılan ya da kısıtlanan bazı besinler kısa vadede şeker hastalığının seyrini değiştirebilir. Bunun için doktor ve diyetisyen eşliğinde şeker hastalarının yememesi gereken besinler tespit edilebilir.
Şeker Hastalığı Olanlar Ne Yememeli?
Şeker hastaları tarafından tüketilmemesi gereken besinler şu şekilde sıralanabilir;
- Pirinç
- Bulgur
- Doymuş yağlar
- Trans yağlar
- Salam
- Çok tuzlu besinler
- Pekmez
- Bal
- Reçel
- Margarin ve tereyağı
- Kızartma türevleri
- Alkollü içecekler
- Kola ve gazoz gibi şekerli içecekler
- Meyve suları
- Enerji içecekleri
Bu liste daha da uzatılabilir. Önemli olan şeker hastalarının şekerli ve çok yağlı besinlerden olabildiğince uzak durmasıdır. Bunun için diyabet konusunda uzman bir diyetisyenden destek alınabilir.
Şeker Hastalığı ve Komplikasyonları
Şeker hastalığı bazı hastalarda yıkıcı etkilere yol açabilir. Bunlar komplikasyon olarak değerlendirilir ve en kısa süre içerisinde müdahale edilmesi gereken sorunlardır.
Şeker hastalığı nedeniyle ortaya çıkabilecek komplikasyonlar şu şekilde sıralanabilir;
- Kan damarı problemleri
- Tansiyon
- Enfeksiyon
- Yaraların geç iyileşmesi nedeniyle ampütasyon
- Göz problemleri
- Böbrek hastalıkları
- Kalp sorunları
- İnme
- Sinir sistemi problemleri