Kapitalizm
Kapitalizm, özel mülkiyete ve özel girişime dayalı bir ekonomik sistemdir. Bu sistemde ekonomik faaliyetlerin çoğu özel kişi veya kuruluşlar tarafından kâr amacı gütmek amacıyla yürütülmektedir. Üretim araçları, ham maddeler, sermaye ve diğer gerekli araçlar büyük ölçüde özeldir.
Bireylerin maksimum ekonomik kullanıma sahip olduğu ve özel kurumların kendi lehlerine ekonomik argümanlar kullanılarak rekabete dayalı olarak desteklendiği bir sistemdir. (1)
Kapitalizmin amacı nedir? Neden günümüzde öncelik kazanmıştır?
Kapitalizm bireylerin bağımsız olarak hareket ettiği, devletin rekabetçi sosyal faaliyetleri desteklediği, ekonominin ve kalkınmanın en önemli argümanı olduğu bir sistemdir. Ayrıca bu sistem, özel sektör ve kurumların devlet desteğiyle sürekli üretmeye teşvik edildiği, toplumun refahının sağlandığı bir mekanizmadır.
Birey, toplumun gelişimini özel kuruluşlar yardımıyla yaşatır ve rekabet ile üretim amaçlanır. Kapitalizmin en önemli argümanı, üretimin rekabete dayalı olduğudur. Devlet eğitim, sağlık, ulaşım, giyim, barınma ve gıdayı özel sektör aracılığıyla yönetir. Kamu, bu alanlarda proaktif yönetim uygular ve özel sektörü de dahil eder. Bireyler, kendilerini rekabette konumlandırır ve yönetime katılır. (2)
Tarihçesi
Kapitalizm kelimesi, ilk olarak Fransız politikacı ve tarihçi Louis Blanc tarafından kullanıldı. 16. yüzyılın başlarında barutun bulunmasıyla feodal yapılar çöktü, monarşi ve kapitalizm yer değiştirdi. Halkın zenginleşmesi ise bireylerin hükümetteki etkisini arttırdı. İnsanların zenginliği, gücü sağlayan ekonomi ve ticaret, bir ruh olarak toplumu kapitalizme doğru yönlendirdi. Düzenleyiciler, kapitalizmi kullanmaya başladı ve 19. yüzyıldan itibaren tüm dünyada çokça kullanılmaya başlanmıştır. Bu da kapitalizmi bir sisteme dönüştürdü.
Karl Marx bu konu hakkında şunları söyler: ‘Kapitalizmin modern biyografisi, 16. yüzyılın dünya ticaretiyle ve pazarlarıyla başlar.’
İngiltere'deki devrimden sonra bu sistem, tam olarak dünyaya kodlandı. Bugün dünyadaki hemen her devlet idaresinde bu sistem vardır. Bu mekanizma, sermayeden gelir (kapital, ana mal, anapara demektir). Ekonomi ve rekabet, insanlığın bel kemiği olduğu sürece bu sistem devam edecektir. (3)
Özellikleri
- Dünyada en önemli üretim araçları özel teşebbüs eliyle yükselir ve devletler, bunlara çok ciddi destek verir (örneğin Tesla, Apple, Samsung, Daimler Benz, Toyota vb.).
- Bu sistemde, kamusal alanda üretim amaçlı kullanılan tüm araç ve makineler kâr amacıyla kullanılabilir.
- Sistemin temel amacı, kar elde etmek olduğundan rekabetçi üretim kapitalizmin temelidir.
- Üretimden sonra, kâr nedeniyle bireyle birlikte topluma da ekonomik olarak katkıda bulunur.
- Kapitalistin mülkiyeti, bir kişinin üretim faktörlerini kontrol ettiği ve mülkünden gelir elde ettiği sistemdir. Bu esneklik, insanlara işlerini verimli bir şekilde yürütme yeteneği verir. Aynı zamanda karlarını maksimize etmelerini de teşvik eder.
- Şirketlerde hissedarlar, sahiplerdir. Öte yandan şirketteki kontrol dereceleri, sahip oldukları hisse sayısına bağlıdır. Hissedarlar, şirketin yönetim kurulunu seçer ve şirketi yönetmesi için yöneticileri işe alır. Bu şekilde kapitalizm yönetimi, her yerde işler hale gelir.
- Tedarikçiler, en yüksek kâr için rekabet eder. Ürünlerini mümkün olan en düşük fiyata satarken maliyetleri mümkün olduğunca düşük tutarlar. Kapitalizmde rekabet, fiyatları makul ve üretimi verimli tutar. (4)
Kapitalizmin avantajları
- Kapitalizmde üretici ve şirketler, en iyi ürünleri, en iyi fiyatlarla üretir. Çünkü tüketiciler, en çok istedikleri ürünler için daha fazla ödeme yapar.
- Firmalar, müşterilerinin istediği ürünleri karşılayabilecekleri en yüksek fiyatlara satar, ancak firmalar arasındaki rekabet nedeniyle fiyatlar düşük tutulur. Kârlarını en üst düzeye çıkarmak için ürünlerini mümkün olduğunca verimli hale getirirler.
- Kapitalizmde ekonomik büyümenin en önemli unsuru, yeni ürünlerin ve daha verimli üretim biçimlerinin yolunu açan yeniliktir. (5)
Kapitalizmin dezavantajları
- Kapitalizm yaşlılar, çocuklar, engelliler ve bakıcılar da dahil olmak üzere rekabet becerilerinden yoksun olanları desteklemez. Bu nedenle bu sistem, toplumu işlemek için aileye değer veren hükümet politikalarına ihtiyaç duyar.
- Adil rekabet sağlama fikrine rağmen bu mekanizma, fırsat eşitliğini desteklemez. Dolayısıyla iyi beslenmeyen, maddi imkânları ve eğitimi olmayanlar eşit rekabet edemezler. Toplum bu insanların değerli becerilerinden hiçbir zaman yararlanamaz.
- Sektör yöneticileri, daha az rekabetçi tehditle karşı karşıya kaldıkları ve güçlerini, pazara girişi daha zor hale getirmek amacıyla kullandıkları için hile yaparlar. Örneğin, sektörlerine fayda sağlayan yasaları destekleyen seçilmiş yetkililere bağışta bulunurlar.
- Bu sistem, çevresel faktörler ile beraber iklimdeki değişiklikler gibi birçok farklı dış maliyeti tamamen görmezden gelir. Bu durum ise ürünleri kısa bir sürede daha ekonomik ve erişilebilir bir duruma getirir. Ancak, zamanla doğal kaynakları da tüketir. Etkilenen bölgelerde yaşam kalitesi düşer ve herkes için genel maliyetler artar. (6)
Sonuç olarak kapitalizm, devletler tarafından tam olarak uygulanmaz. Günümüzde devletler; toplumun ekonomik yararı ve bireylerin rekabet edebilirliği için yollar açar. Kapitalizmin vatanı olarak kabul edilen Amerika Birleşik Devletleri’nde bile rekabet ortamının daha da bozulmaması için yönetim, devletin ekonomik araçlarını sıklıkla kullanır. Tekelleri önlemek ve rekabeti bozmamak için bireysel özgürlükler kısıtlanabilir.