İstanbul Sözleşmesi
İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanmış kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ile sözleşme bunlarla mücadeleye ilişkin maddelerin yer aldığı insan hakları sözleşmesidir.
12 bölüm ve 80 maddeden oluşan İstanbul Sözleşmesi sadece mağdur kadınlar değil, cinsel istismar ile psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan çocuklar için de çeşitli hakları içermektedir.
Türkiye için İstanbul Sözleşmesi
Türkiye’nin parlamento kararı ile ilk imzacısı olduğu sözleşme, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalanmış ve 2014 yılında yürürlüğe girerek Avrupa birliği ülkeleri ile diğer ülkeler dahil 45 ülkede uluslararası olarak uygulanmaya başlandı.
Toplumsal cinsiyet ayrımı ve şiddeti önlemeye yönelik maddelerin yer aldığı uluslararası sözleşme on yıl boyunca aile içi şiddet mağdurlarını korumaya yönelik olarak tatbik edildi. Pek çok kadın hakları savunucusu dernek ve sivil toplum kuruluşunun ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ sloganlı itiraz kampanyasına rağmen, 21 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yaptığı resmi açıklama ile Türkiye sözleşmeden çekilmiştir.
İstanbul Sözleşmesi’nin iptal gerekçesi “Türkiye’nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliği normalleştirmeye çalışan bir kesim tarafından manipüle edilmesi” olarak açıklandı.
İstanbul Sözleşmesi’nin temel ilkeleri nelerdir?
İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan maddeler ve uygulama metotları bazı temel ilkeler çerçevesinde şekillenir. Sözleşmede savunulan ve esas alınan ilkeler ile sözleşmenin maksatları;
- Aile içi şiddeti önleme
- Kadını şiddetten koruma
- Kadın ve erkek arasındaki eşitliği yaygınlaştırma
- Bütüncül bir yaklaşım ile yargılama, kovuşturma ve destek politikasının güdülmesi
- Barış zamanında ve silahlı çatışma durumlarında geçerli olmasıdır.
İstanbul Sözleşmesine göre aile içi şiddetin tanımı nedir?
Sözleşme maddelerinde yer alan hükümlerin uygulanmasına ilişkin olarak yapılan düzenleme ile aile içi şiddet kavramı kapsamlı olarak tanımlanıyor. Buna göre; eylemi gerçekleştiren kişi mağdurla aynı ikametgahı paylaşmakta olsun veya olmasın, aile içinde ya da daha önceki eşler ve birlikte yaşayan bireyler arasında yaşanan fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet eylemlerinin tamamıdır.
İstanbul Sözleşmesine göre kadına şiddetin tanımı nedir?
İstanbul Sözleşmesine göre kadına şiddetin tanımı ise; ister kamu ister özel yaşamda insan hakları ve ihlalini oluşturan her türlü tehdit, zorlama, özgürlüğü kısıtlama, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddet eylemi olarak belirtiliyor.
İstanbul Sözleşmesi’nde şiddet mağdurları için hangi önlem ve destekler sağlanıyor?
Sözleşmeye göre öncelikle şiddetin toplum genelinde azalmasına yönelik çeşitli eğitim ve farkındalıklar aktarılmalıdır. Şiddete maruz kalmış olan kadın, çocuk ve eşcinsel kişilerin mağduriyetinin giderilmesi ve bu durumun tekrarlamaması için çeşitli hükümler ile tedbirler alınmıştır. Bu önlem ve desteklerin bir kısmı şöyledir:
- Aile içi şiddet ve cinsel istimara yönelik olarak bilişim sektörü ve basın yayın kurumları aracılığı ile toplumun bilinçlendirilmesi,
- Şiddete mağduru veya tanığı olan kadın ve çocuklar için yasal ve psikolojik destek sağlanması,
- Şiddet mağdurlarının barınması için sığınma evlerinin oluşturulması,
- Sağlık hizmeti ve ekonomik bağımsızlığın sağlanmasına yönelik istihdam gerçekleştirilmesi,
- Günün her saati aranabilecek ücretsiz bir destek yardım hattının faal halde olması,
- Şiddet mağduru olan kişilerin faillerinin tazminat hakkının olması,
- Zorla ve küçük yaşta gerçekleşen evliliklerin geçersiz sayılması,
- Cinsel nitelikli olarak gerçekleştirilen fiziksel davranışların yanında, sözlü ve sözlü olmayan çeşitli davranışların da cinsel taciz olarak kabul edilmesi,
- Kadın sünnetlerinin yasaklanması,
- Kürtaja zorlama ve kısırlaştırmanın önüne geçilmesi,
- Aile içi şiddet mağduru, faili veya risk altında olan diğer kişilerin belirli bir süre ikametgahı terk etmesi ve birbirleri ile temasa geçmeme emrinin verilmesi,
- Taciz veya şiddet amaçlı fiziksel ve psikolojik takibin suç sayılmasıdır.