R10.NET Uygulamaları
Kullanıcılar
Yükleniyor, lütfen bekleyiniz..

    Anksiyete

    Anksiyete; halk arasında kaygı bozukluğu olarak da bilinen, kişiyi günlük hayatındaki sıradan bir anında dahi ‘’kötü bir şey olacak’’ endişesine sokan psikolojik bir hastalıktır. Anksiyete sahibi insanlar, yaşadığı rutin olaylarda dahi, ‘’çaresizlik, endişe’’ gibi yıkıcı ruh halleri ile karşı karşıya kalırlar.

    Anksiyete bozukluğu olan kişiler, günlük hayatlarını devamlı endişe ile geçirir. Hangi olayla karşılaşırlarsa devamlı korku hali taşırlar. Bu durum da onların günlük hayatlarını olumsuz yönde etkiler. İlerleyen zamanlarda panik atak krizleri de yaşanmaya başlanır. Bu kriz aşırı heyecan yapma, nefes almada güçlük çekme ve kalp atışlarında hızlanma olarak kendini belli eder.

    Anksiyete bozukluğu türleri nelerdir?

    Anksiyete bozukluğu türleri farklı isimlerle anılır:

    • Genel Anksiyete Bozukluğu: Hiçbir neden yokken ortaya çıkan endişe ve gerginliğin yaşanması hissidir. 
    • Panik Atak: Yaşanan ani korku ve endişe halleri kişilerde panik atağın ortaya çıkmasına neden olur. Göğüste ağrı, kalp krizi geçiyormuş hissi, boğulma hissetme ve nefes alamama gibi belirtilere rastlanır.
    • Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Kişinin yaptığı işlerde başkaları tarafından eleştirilme korkusu ve bu durumdan ortaya çıkan psikolojik bozukluktur. Özellikle de büyümekte olan çocuklarda ve gençlerde “yapamıyorum, beceremiyorum, ben bilmiyorum” şüpheleriyle bu sorun başlar.
    • Fobiler ve Agorafobiler: Kişilerin bazı fobileri vardır. Kapalı alanda duramama, yüksekten aşağıya bakamama, tünel ya da köprüden geçememe, doğa olaylarından korkma hatta ölüm korkusu bile fobiler arasında sayılabilir. Agorafobi içinde olan kişiler ise; sadece kendilerini güvenli hissettikleri yerde yaşamak ister. Bilmediği ve kaygı içinde olduğu yerlerden uzak dururlar. 
    • Ayrılık kaygısı taşıyanlar: İnsanlar sevdiği kişilerin hep yanında olmasını isterler. Ama bu durum aşırıya kaçarsa sevdiklerinin yanından ayrılmak istemezlerse, hep onların yanında olmalarını gerektiğini düşünüyorlarsa bu durum, ayrılık kaygısını oluşturur. 

    Anksiyete bozukluğunun nedenleri nelerdir?

    Anksiyete bozukluğunun nedenleri, genetik sebeplerden ortaya çıkabilir. Aile bireylerinde böyle bir sorun yaşayanlar risk grubundadır. Sonradan yaşanan travmalar da anksiyete bozukluğu nedeni olabilir. 

    Örneğin, anne babanın ölümü, tacize uğrama, şiddet mağduru olma, trafik kazası geçirme gibi olaylardan sonra da kişilerde anksiyete bozukluğu görülebilir. Bazı kronik hastalar da risk altındadır. Sağlık sorunları onların psikolojisini olumsuz yönde etkiliyorsa ve devamlı kullanılan ilaçlar varsa kaygı bozukluğu kişilerde ortaya çıkabilir.

    Anksiyete belirtileri nelerdir?

    Anksiyete hastalığını, her yaşanan endişe, korku ve çaresizlik hissi ile karıştırmamak gerekir. Her insanın hayatında endişe duyduğu anlar elbet vardır. Ancak bu endişe duygusu bir insanda gereğinden fazla ortaya çıkıyor ve bu duygunun kontrolü sağlanamayarak kişiye yoğun psikolojik veya fiziksel baskı veriyorsa anksiyete olarak değerlendirilebilir. Anksiyetenin psikolojik ve fiziksel baskıları birer belirtidir ve bu belirtiler, iki alt başlıkta sıralanabilir:

    Fiziksel belirtiler

    Strese bağlı;

    • Terleme
    • Nefes Darlığı
    • Kalp Çarpıntısı
    • Mide Ağrısı, Baş Ağrısı gibi Ağrılar
    • Mide Bulantısı
    • Kusma
    • Titreme
    • Tansiyon Değişimi
    • Uyku Problemleri
    • Baş Dönmesi
    • Sık İdrara Çıkma

    Bu özelliklerin hepsinin aynı anda görülmesi gerekmemekle birlikte; stres ve endişe anında yukarıdaki belirtilerin üç veya daha fazlasının belirmesi durumunda o an yaşanan ruh haleti, anksiyete (kaygı bozukluğu) olarak değerlendirilebilir.

    Psikolojik belirtiler

    Strese bağlı;

    • Huzursuzluk ve tedirginlik
    • Yoğun korku hali
    • Öfke kontrol sorunları
    • Sakinleşememek
    • Yüksek derecede panik
    • Alınganlık
    • Odak problemleri

    Bu özellikler her insanda olabilir. Ancak yukarıdaki özelliklerin aynı anda üç veya daha fazlasının belirmesi durumunda tıp dünyası o anki ruh halini, anksiyete başlığında değerlendirebilir.

    Anksiyete tedavileri nelerdir?

    Anksiyete tedavisi, günlük hayattaki çoğu hastanın uygulamaktan kaçındığı bir tedavi türüdür. Çünkü toplum, psikolojik rahatsızlıklara karşı genel bir ilgisizlik mevcuttur. Örneğin; bir kişi sırtı ağrıdığında doktora hemen gitmek isteyebilirken, psikolojik problemlerinde aynı hassasiyeti göstermeyebilir. Bu ilgisizlik, anksiyete hastalığının tedavisine karşı da gösterilirse ciddi sonuçlar doğurabilir.

    Anksiyetenin, kişinin günlük hayatını negatif etkileyeceği, kaçınılmaz bir gerçektir. Psikolojik bir rahatsızlık olduğu için tedavisi ertelenmemeli, tam tersi olarak tedaviye başlama konusunda hiç zaman kaybedilmemelidir

    Kişi, anksiyete başlangıcını hissettiği anda tedavi konusunda yardım almaktan kaçınırsa günlük hayatındaki uykusuzluk, duygu durum bozukluğu, odak problemi ve öfke kontrol mekanizmasının zayıflaması sonucunda, sosyal ilişkileri yoğun şekilde zarar görebilir; önü alınamaz ise çok ağır sonuçlar doğuran depresyona sebebiyet verebilir; bu depresyon sonucunda ise çok daha ağır hastalıklar ortaya çıkabilir.

    Anksiyete tedavileri iki başlıkta incelenebilir:

    Farmakoterapi

    Farmakoterapi; ruhsal bozukluklara sahip olan hastalara, hastalıklarını yenebilmesinde yardımcı olacak ilaçların, bu tedavinin ilmine hakim doktorlar tarafından uygulanmasıdır. İlaç tedavisidir. Anksiyetede bu tekniğin kullanılma amacı; hastanın seratonin hormon seviyelerinin düzenlenmesi; hastanın normalden çok daha fazla olan stres seviyesinin normale inmesine yardımcı olunması; baskı içerisindeki ruhsal durumunu kontrol edemediği için, bu kontrol sürecinde hastaya yardımcı olacak sakinleştirici ilaçların tedavilerinin uygulanmasıdır.

    Psikoterapi

    Psikoterapi; bireylerin ruhsal sağlığını korumak, geliştirmek ve var ise hastalığının tedavisinde kullanılabilecek çözümler için uygulanan tekniklerin bulunduğu tedavi yöntemlerinin bütünüdür. Bu tedavi; ‘’Hastalığı yenmenin en önemli yolu, hastalığın kaynağını anlamaktır.’’ felsefesince, psikolojik çözümlemeler ile hastaya hastalığının ana kaynağını öğreterek bilişsel bir çözüm yolu amaçlar.

    Anksiyete hastalarının en kısa sürede ilgili bölümlere başvurmaları, konularında yetkin hekimlerin tavsiyelerini dikkate almaları ve bu hastalığı yenmenin en önemli faktörünün yine kendileri olduğunu unutmamaları gerekir.

    Yazıyı Paylaş
    İçeriği Faydalı Buldunuz mu?
    Anksiyete
    Anskiyete, 1894, Edvard Munch Anskiyete, 1894, Edvard Munch

    Size daha iyi hizmet sunabilmek
    için çerezleri kullanıyoruz.

    Çerez Politikası Kabul Et