Algıda Seçicilik
Algıda seçicilik, çevredeki bir veya daha fazla nesneye dikkat edilmesi nedeniyle diğer nesnelere karşı duyarsızlıktır. Algı yönetimini somutlaştıran bir kavram olduğu için bir şeye odaklanmak ve diğerlerinden haberdar olmamak anlamına gelir. Çevresel olaylar, nesneler ve uyaranlar bu kavramı ifade etmede önemlidir. Uyaran gücü, etkinlik, tekrar ve süreklilik, algıyı yöneten bağlamlarıdır.
Burada kişinin önceki deneyimleri, ön yargıları, hayalleri veya benzeri duyguların tümü, bu dönemdeki farkındalık düzeyine etki eder. Kalabalık ve gürültülü bir ortamda insanların kendileriyle ilgili her şeyi algılamaları seçici algı olarak düşünülmelidir.
İnsanlar, dış dünyadan gelen uyaranları sadece kısmen algılarlar. Çünkü beyne giren verileri işleme ve anlamlı algı oluşturma yeteneği sınırlıdır. Bir organizma, tüm dikkatini çevresindeki uyaranlardan birine odakladığında, yalnızca özelliklerinin farkına varır.
Algılamayı etkileyen faktörler nelerdir?
Algılamayı etkileyen faktörler, iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılır:
İç etmenler:
- İnsanlar duyguların etkisi altında bu yönde hareket etme eğilimindedirler.
- Aç insanların yemeği algılaması gibi ihtiyaçlar algıyı değiştirir.
- Zihinsel davranışlar durumu tetikler.
- Ön yargı durumunda bu faktörler daha erken algılanır.
- Kaygı, korku ve öfke gibi durumlar algılamayı etkiler.
- Hipnoz ve telkin sırasında algıda seçicilik fazlalaşır.
- Geçmiş deneyimler daha hızlı algılanır.
- Kültürel farklılıklar sosyalleşme daha hızlı algılanır
Dış etmenler:
- Sosyal ve maddi kökenli dış etkenler
- Kişiyi ve çevreyi algılama
- Ani değişiklikler
- Çevredeki doğal olmayan durumlar
- Hareket halindeki nesneler
- Çevreye zıt her şey
- Nesnelerin boyutu ve şekli
Genellikle algıda seçicilikte iç faktörler, dış faktörlerden daha önemlidir. Bazı durumlarda insanlar, ihtiyaçlarına veya dış uyaranlara göre algıda seçici olurlar.
Örneğin bir kişi, yeni arabasını satın aldıktan sonra aldığı modeli daha çok trafikte görmüş olur. Kişi hamileyken çevresinde hamileleri daha fazla görür. Ancak bu seçimler, bilinçli olarak yapılmaz. Bu durum, insanlar aynı şeylere bakıp kendi önceliklerine ve değerlerine göre farklı şeyler gördüklerinde olur.
Bu sadece kişinin bilişsel sürecinde etkilidir. Yalnızca ilgilerini çeken şeylere odaklanan insanlar, gerisini dışlar. Dış dünyada algılanan nesnelerin rengi ve boyutu, sonradan değişse bile organizma, onu aynı şekilde algılamaya devam edebilir. Bunun olmaması, insanın algı dünyasını karıştırabilir. Bu, algısal düşünceye istikrar sağlar.
Algıda seçicilik örnekleri
Kişiyi ihtiyaçlarına ve dış uyaranlara göre konumlandırarak algıda tercih doğrultusunda gelişebilir. Günlük hayatta mavi arabaya dikkat etmeyen bir kişinin, mavi araba aldıktan sonra arabayı fark etmesi bu bağlamda düşünülebilir.
Ayrıca, haberlerde hep kadın konusuna dikkat edilmesi, kişinin bu konuda çok hassas ve duyarlı olduğunu gösterir. Bir özne, durum veya nesne, zihni kontrol ettiğinde ortaya çıkan algılama çeşididir.
Algıda seçicilik nasıl olur?
Algısal seçicilik, bir kişinin dikkatini hemen kendisine veya ilgilendiği bir duruma çeken bir şey gördüğünde ortaya çıkar. Bu durumun, dış dünyadaki belirli nesneleri ve olayları ancak kısmen anlayabilen bir kişinin, aşina olmadığı nesneyi dikkatli bir şekilde düşünmeye başlaması, bilincinin yönelmesi durumunda ortaya çıktığı söylenebilir.
Psikolojik kökenli bir kavram olan algıda seçicilik, bireylerin zihninin tek bir yöne doğru yönelmesini ifade eden bir kavramdır. Bu durumu etkileyen faktörler süreklilik, uyaran yoğunluğu, hareketlilik, aşırı zıtlık ve aşinalık olarak sayılabilir.
Algıda seçicilik kimin kuramı?
Algıda seçicilik; Gestalt’ın ortaya attığı bir teoridir. Ona göre insan beyni, form ve madde arasında ayrım yaparak algıda seçiciliğe yol açar. İlgi odağı şekil, diğer yüzey ise zemindir.
Şekil, dikkatin odaklandığı şeydir, ancak zemin, şeklin arkasındaki gözetimsiz kısımdır. Bu nedenle biçim ve zemin sürekli değiştiği için mutlak kavramlar olarak tanımlanmazlar.
Önceden belirlenmiş ön yargılar
Önceden belirlenmiş ön yargılar, insanların geçmiş deneyimleri, eğitimi ve değerleri gibi faktörlerden etkilenerek oluşan beklentiler, inançlar ve yargılarıdır. Ön yargılar, insanların bir şey hakkında önceden fikir sahibi olmalarına yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda algılarını seçicilik yapmaya yönlendirebilir ve yeni bilgilere açık olmamayı da beraberinde getirebilir.
Ön yargılar, insanların bir şey hakkında önceden fikir sahibi olmalarına yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda algılarını seçicilik yapmaya yönlendirebilir ve yeni bilgilere açık olmamayı da beraberinde getirebilir. Ön yargılar, insanların bir şey hakkında önceden fikir sahibi olmalarına yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda algılarını seçicilik yapmaya yönlendirebilir ve yeni bilgilere açık olmamayı da beraberinde getirebilir.
Ön yargılar, insanların bir şey hakkında önceden fikir sahibi olmalarına yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda algılarını seçicilik yapmaya yönlendirebilir ve yeni bilgilere açık olmamayı da beraberinde getirebilir. Ön yargılar, insanların bir şey hakkında önceden fikir sahibi olmalarına yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda algılarını seçicilik yapmaya yönlendirebilir ve yeni bilgilere açık olmamayı da beraberinde getirebilir.
Ön yargılar, insanların bir şey hakkında önceden fikir sahibi olmalarına yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda algılarını seçicilik yapmaya yönlendirebilir ve yeni bilgilere açık olmamayı da beraberinde getirebilir.